Bloglara Geri Dön

Algoritma ile Nasıl Mücadele Edilir

26 Kasım 2021 - 3 mins read

 

Lojistik sektörünün dijitalleşme ile tanışmasının üzerinden on yıl geçmesine karşın (2021 itibarı ile) dillere pelesenk olması kovit salgını ile başladı. Kovit öncesi dönemde lokal pazarı yönlendiren orta boy (25-249 Kişi) lojistik firmaları, hakimiyetlerine halel getirecek pek bir risk görmüyorlardı, kovitle beraber katlanarak artan navlunlar da bu durumu pekiştirmişti zaten. Yer bulamamaktan korkan lojistik tüketicisinin sahipsiz hissettiği bu günlerde, büyük ve çok uluslu firmalar yapay zeka destekli algoritmalar ile orta boy firmaları hedeflerine çoktan almışlardı.

2018 Yılında IBM ve Maersk Trade Lens (Ticaret Merceği) adıyla yeni bir organizasyonu başlattılar, bu organizasyon taşımacılık eko sistemindeki bütün paydaşları bir blok zinciri etrafında toplayıp, süreçlerdeki kayıpları önleyecek ve sonunda da karbon salınımını düşürecekti. (tabii böyle ulvi bir amaç açıklamadılar). E o zaman süreçlerdeki kayıpları azaltmaktan ne kastediliyordu? Yük teslim belgesini müşteriye direk biz verelim, arada TİO olmazsa kârı ortadan kalkar tüketici de daha uygun maliyet ile ürününe sahip olur mu? Yada onun kârını biz alırız mı? Hatta gümrükçüye de gerek yok; biz devletlerin istediği evrakları platformdan direkt sunabiliriz miydi? Savlarını ve platformu güçlendirmek için taraftar ve veri toplamaya başladılar, bu veriler biriktikçe de nihai amaca gidecek yol belirgin olmaya başladı. Algoritmik ölçüm için elde yeterince veri oluşunca da; kapı kendiliğinden açılı verdi. Bunu Facebook, Tik Tok ve Google’ın başardığını biliyorlardı. Peki erken dönemde ki amaç karbon salınımını düşürmek değilse ne olabilir di? Bağımlı bir tedarik zinciri oluşturarak neler başarılabilirdi. Örneğin batının Çin’i yavaşlatmak isteği gizi bir olgu değil; konteyner navlunlarını 10 kat artırmak Çin’i yavaşlatabilir miydi? Belki. Yapay zeka destekli veri algoritmaları navlunları bu derecede etkileyebilir miydi sorusuna ben evet diyorum. Yapay zeka destekli algoritmalar giderek daha fazlasını öğreniyor, öğrendikçe de etki alanlarını geliştiriyorlar.

Buna devam edebilmek için kullandıkları en etkili silah ise; yenilmez olduklarını düşünmemizi sağlayan bir başka algoritma.

Trade Lens gibi organizasyonlara karşı falan değilim, bu kutular açıldı mı bir daha kapanmazlar zaten. Yapmamız gereken basit; kendi algoritmalarımızı geliştirmek. Biz Frigian’da algoritma ile ölçüm kullanıyoruz, bir örnek vermek gerekirse her platform kullanıcısı TİO için bir endeks oluşturuyoruz, bu endeksi oluştururken yaklaşık olarak 130bin veri hücresini hesabımıza dahil ediyoruz. Bu da bize “işler nasıl?”ı grafikleştirme, planladığımız değişikliklerin beklentimizle buluşup buluşmadığını kolayca görme imkanı sunuyor.

Doğası gereği erkenciler küçük işletmeler (1-24 Kişi) olacaktır, orta boy işletmeler risksin olmadığını veya faydanın büyük olduğunu fark ettiklerinde gelecekler. Küçük işletmeleri işbirliği yapabilecekleri şekilde platformlar etrafında toplamak, her damla veriyi kaydetmek, saymak ve anlamlandırmak algoritma ile mücadelenin tek yoludur. Sığırcık kuşlarının hayatta kalma algoritması sürü halinde uçmak değil mi,? Bir de bize harika hava gösteri sunarlar.